STEREOTIP TEHDİT
Sosyal çevrenizde, bulunduğunuz ortamdaki grup ya da kişiler tarafından bazı konular hakkında, davranış ve sözlerinizden dolayı yersiz yere eleştirildiğinizi, sizin taşımadığınızı düşündüğünüz bazı yaklaşımlardan dolayı bulunduğunuz ortamda ve görüştüğünüz kişiler tarafından kabul etmediğiniz eleştirilere maruz kaldığınızı hissettiğiniz, anlamsız şekilde yerildiğinizi düşündüğünüz oldu mu hiç?
BLOG
BİRGÜL KARAGÖZ
10/4/20232 min read

Sosyal çevrenizde, bulunduğunuz ortamdaki grup ya da kişiler tarafından bazı konular hakkında, davranış ve sözlerinizden dolayı yersiz yere eleştirildiğinizi, sizin taşımadığınızı düşündüğünüz bazı yaklaşımlardan dolayı bulunduğunuz ortamda ve görüştüğünüz kişiler tarafından kabul etmediğiniz eleştirilere maruz kaldığınızı hissettiğiniz, anlamsız şekilde yerildiğinizi düşündüğünüz oldu mu hiç? Olduysa eğer sizin taşımadığınız duygu ve düşünce, size atfedildi mi? Atfedildiğinde yaşadığınız hissiyat derinliğini içinizde yaşamak nasıl bir duygu oluşturdu içinizde peki?
Bu yazımda bir sohbet olarak aktaracağım durumsa, biraz dertleşme ve biraz da üzüntüyle karşıladığım, dahası anlam veremediğim bir yaklaşımın bendeki yansımalarını sizlerle paylaşmak isterim. Sonradan öğrendim ki yaşadığım bu kavramın adı “stereotip tehdit” imiş ya da ben yaşadığım duygunun bendeki izdüşümünün karşılığı olduğunu ve bu duygu durumuyla örtüştüğünü fark ettim.” Stereotip Tehdit” e kısaca değinmek gerekirse sosyal psikolojideki anlatımıyla, “Bir kişinin, bir grup üyelerinin kendisi hakkında olumsuz düşünmesinden dolayı endişe duyduğunda ortaya çıkan baskıdır.” şeklinde tanımı yapılmaktadır. Bir grubun doğru olmayan hissiyatla sizi yanlış değerlendirme durumunu hayal ettiğinizde bile sizde ne duygu uyandırırdı? Üstelik akıllarında tezahür ettikleri kişi de siz değilsiniz aslında ve ne dediyseniz de onların fikirlerine ve duygularına ulaşamadığınızı düşündüğünüzde de, o gruptan dışlanmış ve kabul görmemiş biri olarak kalmanızı da düşünün bir süreliğine… İnsanın içinde tarif edilemez, onarılamaz bir üzüntü ve kalbinizde derin bir sızı bırakmaz mıydı içinizde? Bense bu durumda anlamsız yakıştırmalarını dikkate almadan, istediğim hedefe yürümeyi tercih ettim ve kendimi içimde iyileştirmeyi de bildim süreç içinde. İnsanları yargılamayı bıraksam da zamanla, yine de imtihanı oluyor, insanın insanla olan duygu savaşında. Benim de sınavım buymuş demek kalıyor bana, sözcüklerimin satır aralarında.
Sebepsizce yargı sarmalına sebep olmak ve dolanmak, bir sarmaşığın dallarının ruhunuza sarılı olarak o hayatı yaşamaya çabalamak, gözlerinizi saran dalları koparmaya uğraşmak, yüzünüzü kanırtırcasına acımasına katlanmaya çalışmak gibidir, önyargılar ve yersiz kanılar.
İnsanları önyargıyla karşılamadan önce karşı tarafın da fikirlerini anlamayı ve duygularını hissetmeyi denemekse sonrasında kalbinizde oluşacak demir külçeyi kuş tüyüne çevirmektir, vicdanın içinde.
Önyargılar ve yanlış kanılar gerçekliğin ışığını örter. İşte ruhunda giydiği anlayıştır düşünceleri güzelleştiren, mis kokansa iyilikle yaklaşan fikirlerin nefesidir, vicdanlara seslenen.
İletişim
info@birgulkaragoz.com

